"Anneme Paris'te bir kaldırımda uyuduğumu nasıl söyleyebilirdim?": Gineli Younoussa'nın Fransa'daki ilk günleri


"20 Temmuz 2023'te iniyorum Briançon'daki [Hautes-Alpes] bir sığınakta, İtalya sınırını geçtikten sonra: Bize bol gelen kıyafetler, yiyecek ve hepsinden önemlisi Paris'e bir tren bileti verdiler. Bir gönüllü bana, "Hayat orada zor... Marsilya'ya transfer edilmek istemiyor musun?" diye sordu. "Kesinlikle hayır!" O zamanlar Fransa benim için iki şey ifade ediyordu: Paris Saint-Germain ve Eyfel Kulesi! Öyleyse, başkente doğru yola koyulalım.
Dışarıdaki ilk gecem, Gare d'Austerlitz'in hava akımlarının arasında geçiyor. Tek başımayım ama korkmuyorum. Yerde yatıp sırt çantamı sıkıca kavrayıp trenlerin gürültüsünü dinliyorum. Geleceğimi hayal ediyorum: Paris'te, kuzenimin Gine'de bana öğrettiği bir meslek olan tesisatçılığı öğreneceğim ve bir gün, üç erkek ve kız kardeşimle birlikte evde anneme yardım edeceğim.
Ertesi gün eşyalarımı toplayıp Tolbiac'taki refakatsiz küçükler kabul merkezine gidiyorum. Gişeye gelen azınlık genç sürgünlerin değerlendirildiği yer burası. Başka seçeneğim yok: Azınlığım resmi olarak tanınmadığı sürece, ne bir konaklama ne de bir koruma var. Metroda bir hareket ve gürültü kasırgası görüyorum: koridorlarda topuk sesleri, anlaşılmaz anonslar, yüksek sesli çanlar. Tüm bunlar beni endişelendiriyor.
Bu makalenin %78,08'i okunmayı bekliyor. Geri kalanı abonelere ayrılmıştır.
Le Monde